Mide Neden Ağrır, Mide Ağrısı Nasıl Geçer ? ( Kesin Çözüm )
Bu makalemizde mide ağrısı temel sebepleri, nasıl geçeceği konusunda tavsiyeler ve en önemlisi: Mide ağrısına kesin olarak iyi gelen yiyecekleri sizler için derledik. Siz mide ağrısıyla nasıl baş ediyorsunuz, tavsiyeleriniz nelerdir ? Yorumlayın ! ..
98 0 devamını oku
Göz Seyirmesi Neden Olur, Sol Göz Seyirmesi Ve Sağ Göz Seyirmesi Nedenleri
Kimi zaman yorgunluktan ve uykusuzluktan kaynaklanabilen göz seyirmesi sık sık tekrar eden bir durum haline geldiyse altındaki nedenler araştırılmalıdır. Gözün istemsiz olarak durmadan atmasına göz seğirmesi adı verilirken birden çok sebebi olabilir. Genelde doktor muayenesinde göz muayenesinden sonra nörolojik bulgular saptanmaya çalışılmaktadır. Genellikle gözün üst kapağında gerçekleşen bir durum olup, bazı insanlar için daha zorlayıcı hallere sokabilmektedir. Yorgunluktan meydana gelen seğirmeler geçicidir. Ancak bazı nörolojik durumlardan kaynaklanıyorsa günlerce, haftalarca ve aylarca sürebiliyor. Bu durum ise seğirme yaşayan hastayı zor durumda bırakırken, hastanın paniklemesine sebep oluyor. Devam eden göz seğirmesi problemi için öncelikle göz muayenesine gidilmelidir. Göz muayenesinde herhangi bir şey saptanmadığı takdirde doktorunuz gerekli birimlere yönlendirme sağlayacaktır. Göz Seyirmesi Nedenleri Nelerdir ? Etkisini göstermeye başladığı andan itibaren kişiyi rahatsız eden ve uzun süre devam etmesi halinde paniklemeye sebep olan göz seyirmesi neden olur ? Bu sorunun cevabı için öncelikle hastanın yorgunluk durumuna göz atılmalıdır. Uzun süre uykusuz kalan, kafein ve alkolü çok fazla tüketen kişilerde ara sıra rastlanması normaldir. Ancak buna benzer bir durum yaşanmayabilir. Üstelik sorun haftalarca devam ediyorsa biraz düşünmek gerekmektedir. Bazen göz kapağının tahrişi sonucu ortaya çıkmaktadır. Genellikle kadınların makyaj temizliğine özen göstermemesinden kaynaklanabiliyor. Göz kuruluğu olan hastalar da bu konuda dikkatli olmalıdır. Göz kuruluğu özellikle tozlu ve kirli ortamlara maruz kalındığında uzun süreli göz seğirmesi sorununa sebep oluyor. Bunun dışında kullandığınız ilaçlarla birlikte doktora gitmekte fayda var. Bazı ilaçlarda göz seğirmesi bilinen yan etkilerden biridir. Nadir de olsa göz seğirmesi sinir bozukluğu hastalıklarından birine de işaret edebilir. Konunun detaylıca araştırılması ile bulgular tespit edilirse tedavi başlatılmaktadır. Ancak bu nadir görülen bir problem olduğu için fazla önemsenmemektedir. Kronikleşmez ise nörolojik hastalıklar üzerinde fazla durulmaz. Vitamin eksikliği de, dolaylı yoldan göz seğirmesi problemine neden olabiliyor. Eksikliğinde problem durumu ortaya çıkan vitaminler ise B12 ve D vitaminleridir. (B12 hakkında yayınladığımız detaylı bilgi için tıklayın ) Vitamin eksikliği vücutta yorgunluk ve halsizliğe sebep olmaktadır. Yeme ve içme dengesini değiştirirken; uyku düzenini de bozmaktadır. Bu durum ise göz spazmını ortaya çıkarmaya yetiyor. Sol Göz Seyirmesi Ve Sağ Göz Seyirmesi Genellikle problem sol göz seyirmesi ile başlar. Problem daha sonra sağ gözü de etkiler ve sağ göz seyirmesi meydana gelir. Yani tek gözle başlasa bile tipik olarak iki gözü de zamanla etkisi altına alan bir sorundur. En kısa sürede uzman desteği alınmadığı takdirde kronik bir hastalık haline dönüşebilir. Seğirme normal şartlar altında ciddiye alınan bir problem değildir. Günlük hayatta bazı hususlara dikkat edildiği takdirde kendi kendine düzelme ihtimali yüksektir. Ancak bazı bilinmeyen sebeplerden ötürü ortaya çıkan seğirme kronik bir probleme dönüşmektedir. Sık sık göz seğirmesi yaşıyorsanız dikkat etmekte fayda var. Bunun yanı sıra gözde iltihap ve şişme söz konusu ise doktora danışmak gerekir. Çünkü gözde oluşan iltihap ve şişme önce, bulanık görme, ışık hassasiyeti ve yüz sekmeleri adı verilen spazmlar ile kendini gösterir. Bu gibi durumlar yaşandığında şişme ve iltihap ortaya çıkmadan evvel doktora danışmakta fayda var. Daha sonra gözde akıntı meydana gelmektedir. Bu akıntı bulanık görme oranını artırmakta ve can yakabilmektedir. Uzun süre devam eden seğirmeler zamanla üst göz kapağında sarkmalara neden oluyor. Bu sarkmalar bazen uzaktan fark edilmeyecek kadar azken bazen de hemen fark edilecek niteliktedir. Kronikleşen seğirme zamanla yüzün diğer kısımlarına etki etmekte ve ciddi yüz spazmlarına sebep olabilmektedir. Basit bir seğirme için bu kadar durumun meydana gelmesi olası değildir. Ancak seğirme kronik sebeplerden kaynaklanıyorsa o zaman bu durumlar haliyle gerçekleşebilir. Göz Seğirmesi Nasıl Tedavi Edilir ? Göz seğirmesi hissedilmeye başladığında öncelikle bazı olumsuz alışkanlıkları düzene koymak gerekmektedir. Bu alışkanlıklardan bir tanesi olan uyku düzensizliği için gerekli önlemler alınmalıdır. Günde 7-8 saat uyumaya özen göstermek gerekmektedir. Uyku düzeni sağlanamıyorsa altında yatan sebepler araştırılmalıdır. Zaman zaman dinlenmeye, stresten ve yorgunluktan uzak durmaya çalışmalısınız. Kafeinli içecekleri, alkolü ve sigarayı çok fazla tüketiyorsanız azaltmaya çalışmalısınız. Göz seğirmesi probleminin sebepleri arasında göz kuruluğu da olabilir. Bunun için ara sıra pamuğu ıslatarak gözleri nemlendirmeye çalışabilirsiniz. Buna ılık kompres adı verilir. Göz kapağını yumuşatıcı etki eder, göz kaslarını rahatlatır ve seğirmeyi önler. Yeterli olmadığı takdirde doktorunuza danışarak yapay göz yaşı veya göz damlası kullanabilirsiniz. Tüm bu önlemlerin alınmış olması seğirme probleminde herhangi bir etki oluşturmamış olabilir. Seğirme haftalarca sürmeye başladığı takdirde hemen doktorunuza başvurmalısınız. Öncelikle göz doktoruna gidilerek gözlerde herhangi bir problem durumu olup olmadığı saptanacaktır. Göz kuruluğu, göz iltihabı gibi sorunlar için göz doktorunuz ilaç tedavisi uygulamaktadır. İlaç tedavisine ek olarak birtakım tavsiyeler verir. Seçilen makyaj malzemelerini markasına özen gösterilmesi, yatmadan önce makyajın temizlenmesi, makyaj temizliğinin doğru malzemeler ile yapılması bu önerilerden bazılarıdır. Göz seğirmesi D ve B12 vitamin eksikliklerinden kaynaklanıyorsa ilaç takviyesiyle problem çözülmektedir. İlacın yeterli olmadığı durumlarda iğne ve serum tedavisi uygulanmaktadır. Sorunun nörolojik olduğu tespit edilirse o alanda tedavi süreci başlatılmaktadır. Ancak herhangi yan neden saptanmadığı halde sorun devam ediyorsa doktorun özel olarak uyguladığı bir tedavi yöntemi vardır. Bu yöntem botoks enjeksiyonudur. Bu işlem yüz kaslarına zarar vermeden spazmları kısa sürede yok etmek için kullanılır. Oldukça etkili ve kalıcı bir yöntemdir.
Eritrosit Nedir, Eritrosit Yüksekliği Ve Düşüklüğü, İdrarda Eritrosit Değerleri
Eritrosit Nedir ? Eritrosit, kırmızı kan hücresi, alyuvar olarak bilinir. Eritrosit, kırmızıdır. Kırmızı demir içeren hemoglobin denilen proteinden oluşur. Bu sebeple kan kırmızı renktedir. Eritrosit, kanın içerisinde bulunur. Alyuvar miktarı tam kan sayımı testleriyle belirlenmektedir. Vücutta bulunan her hücrenin düzgün bir şekilde çalışması için oksijen ve glikoza ihtiyaç duyulur. Nefes alırken oksijen alınır ve vücutta bulunan hücreler alınmış olan bu oksijeni kullanır. Daha sonra karbondioksit verir. Alınan oksijen ve karbondioksit vücudun çeşitli dokularına eritrositler yardımı ile ulaşmaktadır. Eritrositler cildin dış tabakası hariç, vücudun her hücresine oksijen taşır. Eritrositlerin diğer bir görevi de karbondioksidin vücut hücrelerinden dışarı verilmesidir. Normal Eritrosit Değerleri Nedir ? Normal Eritrosit Değerleri: Normalde erkeklerin eritrosit sayısı kadınlardan, yenidoğanların sayısı da yetişkinlerden fazla olmaktadır. Eritrosit değeri erkeklerde; 4.7- 6.1 milyon hücre / mikrolitre, kadınlarda; 4.2- 5.4 milyon hücre / mikrolitre, yenidoğanlarda; 4.8- 7.2 milyon hücre / mikrolitre, çocuklarda; 4.6- 4.8 milyon hücre / mikrolitre olmalıdır. Ayrıca hamilelikte döneminde eritrositler düşebilir. Eritrosit Yüksekliği Ve Eritrosit Yüksekliği Nedenleri Eritrosit yüksekliğinin nedenleri; böbrek kanseri, çeşitli akciğer hastalıkları, kan kanseri, doğuştan kalp hastalıkları, eritrosit üretimini arttırmakta olan steroidler, aşırı sigara içme, pulmoner fibroz, kalp yetmezliği, kalp hastalıkları, aşırı derecede tam kan nakli yapılması, fazla eritrosit üretimi, doku oksijeninde azalma olması, obstrüktif akciğer hastalıklarıdır. Aynı zamanda sporcuların performanslarını kullandıkları eritropoietin katkı maddeli olan doping ilaçları da eritrosit yüksekliği yapar. Eritrosit Yüksekliğinin Belirtileri Nelerdir ? Eritrosit yüksekliğinin belirtileri çeşitli faktörlere bağlı olarak kişiden kişiye göre değişiklik göstermektedir. Eritrosit yüksekliğinin belirtileri; bulanık görmek, karın ağrısı, eklem ağrıları, göğüs ağrısı, yüksek tansiyon, kulak çınlamaları, baş ağrısı, yorgun hissetme, güçsüzlük, avuç içinde hassasiyet, cildin kolay şekilde morarması, kaşıntı, baş dönmeleri ve uyku bozukluğudur. Eritrosit Yüksekliğinin Tedavisi Eritrosit yüksekliğinin tedavisi için dâhiliye doktoruna başvurulması gerekmektedir. Eritrosit değerini düşüren ilaçların kullanılması ve kan verme gibi tedavi yöntemlerine başvurulur. Eritrosit Düşüklüğü Ve Eritrosit Düşüklüğü Nedenleri Eritrosit düşüklüğünün bazı nedenleri vardır. Bunlar; hamilelik, kemik iliği hasarı, kemik iliği hastalığı, kanser veya kan kanseri, eritropoietin eksikliği, plazma hücresinin kanseri, lösemi, aşırı kan kaybı olması, kan damarının hasarı, kan nakli nedeni ile olan alyuvar yıkımı veya çökelme, yetersiz ve dengesiz beslenme, B6 ve B12 vitaminleri, demir, folik asit ve bakır eksikliği, folat eksikliğinin anemisi, kemoterapi için kullanılmakta olan ilaçlar, hemolitik anemi, kanamalı enfeksiyonlar, metabolik bozukluk, kronik olan iltihaplanmalar, aşırı sıvı kullanımı ve mide bağırsak sisteminde ya da başka damar yataklarında kanama olmasıdır. Eritrosit Düşüklüğünün Belirtileri Nelerdir ? Eritrosit düşüklüğünün belirtileri; halsizlik, yorgunluk, baş dönmesi, güçsüzlük, nefes darlığı, soluk cilt, baş ağrısı, göğüs ağrısı, el ayaklarda solukluktur. Eritrosit Düşüklüğünün Tedavisi Eritrosit düşüklüğü olan kişiler mutlaka dahiliye doktoruna başvurmalıdır. Düşük eritrositin tedavisi durumun nedenlerine ve belirtilerine göre değişmektedir. Aynı zamanda demir ve bakır açısından zengin gıdalar ile beslenmek, yeterli miktarda folik asit ve A vitamini almak oldukça önemlidir. Düzenli spor yapma, alkol ve sigaradan uzakmak da eritrosit seviyesinin normale gelmesine yardımcı olmaktadır. İdrarda Görülen Eritrosit Eritrositler kırmızı kan hücreleridir. İdrarda eritrosit görüldüğü zaman idrara kan karıştığı anlamına gelmektedir. Bu bazı durumlarda yalnızca mikroskop altında teşhis edilir. İdrarda görülen 0-3 arasındaki eritrosit normal kabul edilebilir. Bunun üstündeki değerleri hematüri olarak isimlendirilir. İdrardaki Eritrosit Yüksekliğinin Sebepleri Nelerdir ? İdrar yolu iltihabı, idrar kesesinde enfeksiyon, mesane veya böbrek kanseri, böbrek yaralanması, prostatta görülen büyüme, prostat kanseri, idrar yolunda tümör olması, polikistik böbrek hastalıkları, virüs kaynaklı olan iltihaplar, adet görme, aşırı derecede egzersiz yapmak, kanın damarda pıhtı atmasıdır. Aynı zamanda idrarda kırmızı kan hücresinin olması, orak hücreli anemi gibi kalıtsal sebeplerden dolayı olabilir. İdrarda Yüksek Eritrositin Belirtileri Nelerdir ? İdrardaki yüksek eritrositin belirtileri; kaşıntı, kasık ağrısı, baş ağrısı, baş dönmesi, bulanık görmek, ateş yükselmesi, sık sık idrara çıkmak, idrar yaptıktan sonra tam boşalmama hissi, iştah kesilmesi, sırt ağrıları, bulantı, kusmak, istemsiz şekilde kilo vermek, idrar yapımında yanma, idrarda kırmızı renk olmasıdır. Eritrosit Süspansiyon Nedir ? Eritrosit içerdiği hemoglobin ile kana rengini vermekte olan, akciğerlerle dokuların arasında oksijen ve karbondioksitin alışverişini sağlayan hücrelerdir. Eritrositler, kırmızı kemik iliğinde üretilmektedir. Genellikle eritrositlerin ömürleri 120 gün olmaktadır. Bu sürenin sonunda eritrosit dalakta parçalanır. İnsan vücudunda sürekli olarak eritrosit yapımı ve yıkımı söz konusu olmaktadır. Kan kaybı olduğu zaman eksilmekte olan kanın karşılanması ile eritrosit süspansiyonları kullanılmaktadır. Eritrosit süspansiyonu kan ayrıştırılmasıyla elde edilmektedir. Torbaya alınmakta olan kan santrifüjüyle eritrosit hücreleri ve plazmalar ayrı torbalara alınmaktadır. Böylelikle kan bağışından iki ayrı komponent elde edilir. Eritrosit süspansiyonları içermiş oldukları koruyucu solüsyonlara göre +4 C de 35 ila 42 gün arasında muhafaza edilebilir. Eritrositlerin süspansiyonları kullanım amaçlarına göre farklı şekillerde hazırlanır. Bunlar; lökositten arındırılan eritrosit süspansiyonları, lökositten fakir olan eritrosit süspansiyonları, yıkanmış eritrosit süspansiyonları ve dondurulmuş olan eritrosit süspansiyonlarıdır. Son Olarak Flebotomi Flebotomi olarak da bilinen kan aldırma, eritrosit sayısının azaltmanın en kolay ve hızlı yolundan biridir. Kan pıhtılaşması olan kişilere kan aldırması önerilir. Kan aldırma sıklığı da kişiden kişiye göre değişiklik gösterir. Yararlanılan Kaynak: Mavikadin.com
Mide Ağrısına Ne İyi Gelir, Mide Ağrısına İyi Gelen Yiyecekler ( Kesin Çözüm )
Mide Ağrısı Nedenleri, Mide Neden Ağrır ? Midemiz sindirim sistemimizin en önemli organlarından biridir. Mide ağrısı ya da daha farklı bir sıkıntı olması sindirim ile alakalı problemlerin yaşanmasına neden olur. Ayrıca mide ağrısı ömür kalitesini düşürücü yönde etkileyebilir. Dayanılmaz mide ağrılarına iyi gelen yiyecekler sayesinde oluşan sorunların önüne geçmek mümkündür. Yiyecek öğünlerinde aşırı gıda yemek ve gıda zehirlenmeleri mide ağrısı vakalarında ağrının meydana gelmesine sebep olan en yaygın sorunlardır. Bu sebepten dolayı mide ağrısı nasıl geçer arayışına girmektense ve aynızamanda gıda zehirlenmesinden şüpheleniyorsanız kesinlikle hastanelerin acil servislerine gitmelisiniz. Bilgi ! Mide ağrılarına iyi gelen besinler yardımıyla midenin başarılı bir şekilde rahatlaması ve meydana gelen ağrının büyük oranda ortadan kalkması kesinlikle mümkündür. Eğer kronik mide ağrı probleminiz bulunuyorsa mide ağrısı sorununa iyi gelen yiyecekler sayesinde ağrılarınızı büyük ölçüde geçirebilirsiniz. Zaman zaman spazm kaynaklı mide ağrıları da yaşanabilir. Peki, mide ağrısına ne iyi gelir veya mide ağrısına iyi gelen yiyecekler nelerdir ? Zencefilli Çay Mide asidinden kaynaklı mide ağrıları yaşayan kişiler zencefil çayını tüketerek bu ağrıları yok edebilir. Zencefil çayı içerisinde mevcut olan maddeler yardımıyla midenin asit üretmesini engellemekte ve bu sayede midedeki asit nispetinin dengede kalmasını sağlamaktadır. Zencefili fazla bir şekilde tüketmek midede yanma gibi rahatsızlık veren sorunların oluşmasına neden olabilir. Bundan dolayı gün içinde çay şeklinde demlemiş olduğunuz zencefilden maksimum 3 bardak miktarında içmeye özen gösterin. Böylelikle zencefilden çok fazla yararlanabilirsiniz. Papaya Ülkemizde yeni yeni tanınmaya başlayan papaya mide ağrısını geçirme konusunda önemli bir meyve türüdür. Sindirime faydalı olduğu ve bir enzim türü olan proteolitik içerdiği için mide ağrısına çok iyi geldiği bilinmektedir. İlgili enzim proteinlerin parçalanmasını ve sağlıklı bir asidik ortamın meydana gelmesine sebep olarak mideyi yatıştırmaya yardımcı olabilir. Keten Tohumu Bu besin gıdası yapısal olarak test edildiğinde keten tohumunun lif ve yağ asidi bakımından çok fazla varlıklı olduğunu görmekteyiz. Bu besin türü kabızlığı önlediği için benzer biçimde olup biten mide şişmelerini ve çekilmez ağrıları azaltma konusunda oldukça fazla etkilidir. Keten tohumu gıdasının tadını pek sevmiyorsanız keten tohumunu salataların içine koyabilirsiniz. Hatta yoğurt ile beraber bile yiyebilirsiniz. Midenizin rahatladığını bu keten tohumu gıdasını yedikten kısa bir müddet sonra kesinlikle fark edebilirsiniz. Muz Muz sindirilmesi en kolay gıda türlerinden birisidir. Özellikle mide ağrısı yaşandığı vakit mideyi aşırı bir şekilde yormamaya özen gösterilerek yenebilir. Eğer ki karın ağrısı sorunu yaşıyorsanız ve ishal varsa vücudun kaybettiği potasyumu muz tüketerek alabilirsiniz. Muz meyvesi ishal ve kusma kaynaklı olarak yaşanan mide ağrısı problemlerinde çoğunlukla tüketilir. Dışkının katılaşmasını sağlayarak ishal probleminin bile ortadan kalkmasına destek sunar. Ayrıca içerisinde yüksek miktarda pektin vardır. Yoğurt İçerisinde yer alan probiyotikler ve d vitamini sayesinde mide içinde yer edinen ve mide ağrımasına neden olan kötü bakterileri yok etme konusunda en etken besin türü yoğurttur. Bakteri kaynaklı mide ağrısı yaşayan kişiler gün içinde yoğurt yiyerek zararlı bakterilerin yok olmasına yardım eder ve böylelikle uğraştıkları mide ağrılarını ortadan kolayca kaldırabilirler. Yoğurdu yerken içine bir miktar kefir koymanız mide ağrınızın daha kısa vakit içerisinde geçmesini sağlayacaktır. Pirinç Mide ağrısı yaşadığınız vakit yumuşak bir yapısı bulunan pirinç gıdasını tüketmeyi tercih edebilirsiniz. Midede aşırı gerginlik varsa mideyi çok fazla yormayacağı için pirinç tüketilebilir. Ek olarak sindirim sisteminde yer edinen fazla sıvıyı emip ishal probleminin de ortadan kalkmasına destek sunar. Pirinç yüksek miktarda lif taşıdığı için sindirimi kolaydır. Ayrıca besin değer miktarı çok fazla yüksek olan pirinç antioksidan içeriğiyle zararlı bakterilerin vücut dışına atılmasına kesinlikle yardımcı olur. Su Midenin uzun zaman süresince susuz kalması midede ağrıların meydana gelmesini ve ağrının çekilmez olmasına sebep olabilir. Bir oldukça hazımsızlık sorunun yeterli oranda su tüketmemekten kaynaklandığı bilinmektedir. Yeterli miktarda su tüketilmediği vakit mide ağrısı meydana gelerek bununla beraber mide bulantısı bile oluşmaktadır. Ek olarak bu durumda olan kişilerde aşırı derecede halsizliklerin gözlemlendiği bilinmektedir. Mide ağrısını sık sık yaşıyorsanız vücudunuzun ihtiyaç duymuş olduğu miktardan daha az su tüketiyorsunuz demektir. Bu nedenle günlük olarak tüketmiş olduğunuz su miktarını arttırmanız yararlı olacaktır. Nane Nane şişkinlik, kabızlık ve ishal gibi benzer biçimde sorunlardan dolayı meydana gelen mide ağrılarını geçirir. Özellikle nane bitkisinin sindirim sistemini rahatlatmaya yarayan bir etkisi bulunmaktadır. Nane tüketildiği vakit sindirim sisteminde mevcut olan gergin konumdaki kaslar gevşer. Bu da mide ağrısının ve bağırsaktan sebep olan karın ağrılarının azalmasını sağlar. Yorumları okuyun ! Üyelerimiz mide ağrılarını geçirme konusunda hangi yollara başvuruyorlar, inceleyin
Aloe Vera Nedir, Nasıl Uygulanır, Aloe Vera Bitkisi Yüze Sürülür Mü ?
Sıcak İklim Bitkisi Aloe Vera ! Son zamanlarda adını sıkça duyuran aloe vera Latince adı Aloe Barbadensis, tıptaki Türkçe adı ise sarısabır olan bitki 6.000 yıldan beri kullanılmaktadır. Peki, sürekli adı duyulan aloe vera nedir ? Yıllardır birçok medeniyet tarafından kullanılan bitkinin kökeni Afrika’ya dayanmaktadır. Dikenli ve acı yapraklara sahip olan aloe vera kaktüse benzer bir yapıya sahiptir ve 30 cm boyuna kadar uzayabilmektedir. Sıcak iklimleri seven bitki ülkemizde daha çok güney bölgesinde yetişmektedir. Yazları çiçek açan bitkinin yaprakları testereyi andırır şekilde yukarı doğru uzamaktadır. Gerek yaprakları gerekse içinde yer alan jel birçok hastalığın tedavisinde ve kozmetik sektöründe sıklıkla kullanılmaktadır. Bahçede ve evde saksılarda kolaylıkla yetişebilen bitki kökünden sürekli yeni filizler verir bu filizler başka bir yere dikilerek yeniden yetiştirmek mümkündür. Sıcağı seven bitki direkt güneş ışığından korunmalı ve çok sık sulanmamalıdır. Kozmetik Sektörünün Göz Bebeği Aloe Vera ! Kozmetik sektörünün göz bebeği haline gelen aloe veranın faydaları saymakla bitmiyor. Cilde de oldukça faydalı olduğu bilinen bitkinin faydalarını kısa sıralamak gerekirse; İçerdiği bileşikler, mineraller sayesinde kolajen üretimini de arttıran aloe vera yanık ve yaraların tedavisinde merhem yapımında kullanılarak cildi kısa sürede yeniler. Bağırsak hastalıklarının tedavisinde, mide rahatsızlıklarında, kalp damar hastalıkları, diyabet, kolesterol, egzama ve daha sayılamaya birçok hastalığın tedavisinde kullanımı mümkün olan aloe vera gerek yaprakları gerekse içindeki jeli ile oldukça faydalı bir bitkidir. Aloe Vera Bitkisi Yüze Sürülür Mü ? Bu kadar hastalığa şifa olan bitki elbette cilt içinde bir hazine niteliğinde, özellikle yapraklarının içindeki jelimsi yapının andırdığı krem dokusu aloe vera bitkisi yüze sürülür mü diye bir soruyu da akıllara getiriyor. Cevap: Aloe vera bitkisinin yaprakları içinde ki jel doğrudan sürülebileceği gibi çeşitli elementleri karıştırılıp öyle de uygulanabiliyor. Kolajen üretimini arttıran bitki yanık, tahriş, kesik gibi sıkıntılı bölgelere jelimsi yapının doğrudan sürülmesi şeklinde kolaylıkla kullanılabiliyor, hasarlı bölge iyileşene kadar aynı işlemi uygulamak mümkün. Anti bakteriyel özelliğe sahip aloe vera jeli yüzde bulunan sivilce ve akneleri kurutup yok etmekte de oldukça etkilidir, sivilceler tamamen sönene kadar günde üç kez üstüne sürülerek uygulanabilir. Sinek ve böcek ısırmalarında da oluşan kızarıkları ve kaşıntıyı geçirmek için aloe vera jeli rahatlıkla kullanılabilir. Sivilcede uygulan işlem gibi anti bakteriyel özelliği sayesinde sıkıntı veren görüntü geçene kadar tahriş olan bölgeye jeli uygulamak mümkündür. Yüz Kusurlarını Giderici Etkiye Sahip ! Cilt için doğal bir nemlendirici olan aloe vera jelini elde etmek için; bir bıçak ile tabanından kestikten sonra durulayıp kenarındaki çizgiden keserek dikey olarak ikiye bölmek yeterli olacaktır. Bir kaşık yardımıyla aldığınız jeli ister doğrudan ister isterseniz farklı şeylerle karıştırarak yüzünüze uygulayabilirsiniz. Aloe vera yüzde ne kadar kalmalı sorusuna uzmanların cevabı; yüze saf ve ince tabaka olarak sürülen aloe vera jeli en az bir saat kalmalıdır. Kuruyan jel ılık su yardımı ile kolaylıkla çıkartılabilir. Yüzlerce faydası olan aloe vera yüzdeki ölü derilerden kurtulmak için de oldukça etkili bir yöntemdir. Kolajen üretimini arttıran aloe vera yaşlanma karşıtıdır. Belirli aralıklarla yapan aloe vera maskesi cilde esneklik kazandırarak kırışıklıkların giderilmesine yardımcı olurken yeni kırışıklıkların önüne de set çeker. Yazların vazgeçilmezi olan güneş yanığının çaresinde aloe vera jelidir. Yüzdeki çiller ile de savaşan aloe vera cilde canlılık katarak daha parlak ve sağlıklı görünüme yardımcı olur. Cilt sağlığı için bu kadar faydalı olan aloe vera cilde nasıl uygulanır diye düşünüldüğünde ise saf bir şekilde yapraktan çıkarttığınız jeli ister sıkıntılı bölgelere ister tüm yüzünüze nazikçe masaj yapar gibi uygulamanız yeterli olacaktır. Yaklaşık bir saat kadar yüzde kalması gereken jel her gün uygulanabileceği gibi iki günde bir de uygulanabilir. Saç Bakımında da Oldukça Etkili Sadece cilde değil saçlara da oldukça iyi gelen aloe vera saç dökülmesinden, kepeklerden kurtulmak için de tercih edilebilir. Saçtaki kepek durumuna göre değişmekle beraber aloe vera jelini şampuanlamadan on-on beş dakika önce saç diplerine nazikçe uygulayabileceğiniz gibi şampuanınıza da ekleyebilirsiniz. Kabaran ve şekillenmeyen bir saç yapınız varsa kuruttuğunuz saça yeteri miktarda uygulayacağınız aloe vera jeliyle daha sakin saçlara sahip olursunuz. Aloe vera jelinin içine ekleyeceğiniz yeterli miktarda limon suyu ile doğal bir jöle elde etmeniz saçlarınızı şekillendirirken beslemenizde mümkün. Diş eti iltihabı, ağız içi iltihabı gibi sıkıntılardan muzdaripseniz yine aloe vera jeli kurtarıcı olacaktır yaraya direkt temas eden jel kısa sürede olumlu sonuç almanıza yardımcı olur. Cilt denildiğinde her ne kadar görünen bölgeler akıllara gelse de görünmeyen bölgelerden olan kalçalarda, bacaklarda meydana gelen selülitin tedavisinde de aloe vera kullanılabilir. Strese karşıda oldukça etkili olan aloe vera sinir sisteminin korunmasını sağlayarak depresyonu engeller. Aşırı kullanımdan kaçınmak ve risk grubunda olanların doktora danışmadan kullanmaması olumlu sonuçlar alabilmek için gereklidir. Aloe vera kullanan üyelerimiz neler söyledi ?
Silverdin Nedir, Silverdin Krem Kullanımı Ve Krem Fiyatı
Yara ve yanık nedeniyle deride oluşan iltihaplanmalara karşı acil müdahale ve tedavi yöntemi olarak kullanılan Silverdin krem, etkisini gümüş sülfadiazin isimli etken maddesinden alır. Bu etken madde, açık yara ve yanıklar sonrası enfeksiyon oluşturan bakterileri öldüren, dermotolojik bir antibiyotiktir. Özellikle yanıklara bağlı olarak deride görülen iltihaplanmalarda ve açılan yaralarda etki gösteren bu etken madde, silverdin kremin 1 gramında 10 mg oranında bulunur. Yanıklar Cilde Nasıl Etki Eder ? Yanma olayı, derecesine göre ciltte kalıcı izler bırakabilen, iyileşme süreci uzun ve kısa olabilen, basit bir müdahale ile giderilebilen ya da ciddi tedaviler gerektiren tehlikeli bir yaralanma çeşididir. Silverdin krem, özellikle birinci derece yanıklarda etkisini kısa sürede göstererek, su toplanmasını ve iltihap oluşumunu önler. Birinci derece yanıklar, cildin en üst tabakasına zarar veren, kırmızı görüntüye ve acıya neden olan yanık tipidir. Bir müdahalede bulunulmazsa yedi gün içinde kendiliğinden geçen bu basit yanıklarda, Silverdin kremin enfeksiyon önleyici etkisi, iyileşme sürecini kısaltır ve oluşan kızarıklığın ve acının hafiflemesi sağlanır. Silverdin ne işe yarar diye araştırıldığında, bilinenin aksine sadece yanık tedavisinde değil, açık yaraları iyileştirmede de etkili olduğu görülür. Peki, yara ve yanıkların tedavisinde en etkili yöntemlerden biri sayılan silverdin krem nedir ? Silverdin Krem Neden Tercih Ediliyor ? Her evde bulunması gereken tıbbi malzemelerden biri olarak görülen bu yara ve yanık kremi, gündelik hayatın basit kazalarında ve yaralanmalarında her yaş gurubunun güvenle kullanabileceği bir içeriğe sahip. Küçük yanıklar, ev ortamında bile kişilerin sıkça maruz kaldığı kazalar ile oluşabilirken, özellikle çocuklar gün içinde sık sık basit yaralanmalar yaşarlar. Yanıklara olduğu kadar açık yaralara da uygulanabilen Silverdin, acıyı anında hafifletmesi, yanık ve yaranın açtığı deri yüzeyinde bakteri oluşumunu engelleme etkisi nedeniyle çoğu kişi tarafından kullanılıyor. En basit yaralanmanın, kesik ve yanığın günlük hayatı olumsuz etkilediği düşünülünce, reçetesiz ya da reçeteli olarak temin edilebilen bu krem, ciltte sağladığı rahatlama ile en çok tercih edilen ilaçlardan biri olmaktadır. Nasıl Kullanılır ? Eğer doktor reçetesi ile temin ettiyseniz, Silverdin kremi mutlaka doktorunuzun önerdiği şekilde kullanmalısınız. Eğer uymanız gereken bir talimat yoksa, yara ve yanığa maruz kalan bölge temizlenerek dezenfekte edilir. Günde 1 kere uygulanması, tedavi için yeterli olacağı gibi sürülen bölgeye temas edilmesi ya da kremin sudan etkilenmesi durumlarında uygulamayı tekrar etmenin bir sakıncası olmayacaktır. Aynı şekilde yanık ve açık yaranın neden olduğu akıntılar varsa yeniden uygulanması gerekebilir. İnce bir tabaka halinde uygulanan kremin üzerini sargı bezi ya da sterilize edilmiş bir bez ile kapatmak, yaranın enfeksiyon kapmasını engelleyecektir. Silverdin krem, doktor reçetesi dışında haricen kullanılıyorsa bazı konulara dikkat etmek, olası alerjik reaksiyonları ve yan etkileri önler. Uygulamanın göz ve çevresinde kullanılması tahrişlere yol açabilir, bu nedenle tavsiye edilmez. Göz ve çevresi, diğer vücut yapılarından ve cilt katmanlarından farklıdır. Bu bölgenin zarar görmesi durumunda önce bir doktora başvurmak, doğru tedavi açısından güvenilir olacaktır. Silverdin kremin etken maddesi olan gümüş sülfadiazin, bazı kişilerde alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Bu nedenle kremi kullanmadan önce bu maddeye alerjiniz olup olmadığını öğrenmek önemlidir. Bu etken madde, hamilelik döneminde de yan etkilere neden olabilir. Bu sebeple Silverdin, hamileler, hamile kalmayı planlayan kişiler için tavsiye edilmemektedir. Emziren anneler, az miktarda Silverdin'i cilde uygulayabilirler ancak çok ağır bir yaralanma yaşanmıyorsa kullanılmaması tavsiye edilir. Aşırı kullanımda etken madde, anne sütüne geçebilmektedir. Çocuklar söz konusu olduğunda ise, erken doğan ve iki aylıktan küçük bebekler dışında çocukların kullanımına uygun bir yapıdadır. Silverdin Kremin Fiyatı Ve Diğer Özellikleri Silverdin yara ve yanık kremi, reçeteli ve reçetesiz olarak temin edilebilir. Eğer doktor reçetesi ile alınıyorsa, devletin karşılayacağı pay düşülür ve silverdin fiyat olarak daha uygun bir ödeme yapılarak alınır. Güncel fiyatı ise 6.75 TL'dir Yara ve yanık tedavileri için kullanılan krem, bazı özel durumlarda da tedavi edici ve acıyı hafifletici özelliğe sahiptir. Güneş yanıkları da birinci derece yanıklar sınıfına girer ve Silverdin krem güneş yanıklarında da etkilidir. Ancak, yara, yanık ve sivilce gibi cilt rahatsızlıklarının neden olduğu izleri geçirmek için kullanılmaz. Göz ve çevresi hariç olmak üzere tüm yüzde kullanılabilen krem, doktor tavsiyesi üzerine sivilceli ciltlerdeki iltihabı önlemek için de kullanılabilir. Bebeklerde kullanımı tavsiye edilmez ve pişik tedavisine uygun değildir. Genel kullanımının dışında, dövme yaptıran ya da yaptıracak olan kişiler uygulama öncesinde kremi uygulayarak, olası iltihaplanmalara ve enfeksiyonlara karşı önlem alabilirler. Günlük kullanıma uygun bir yara ve yanık kremi olmakla birlikte düşük ihtimalle de olsa bazı yan etkiler görülebilir. Ciltte yanma hissi, kaşıntı, döküntü ve renk değişikliği gibi yan etkiler görülmesi halinde kullanım bırakılmalı ve eczacı ya da doktor bilgisine başvurulmalıdır. Nasıl Saklanır ? Genellikle 40 gramlık tüp formunda satışa sunulan Silverdin'i ışık görmeyen ve oda sıcaklığındaki bir ortamda, ambalajında muhafaza ederek saklamak uygun olacaktır. Silverdin krem üyelerin yorumları
Ünlülerin hızla zayıflama durumlarına bağlı olarak farklı açıklamalara yer verildiğini göreceksiniz. Öyle ki katkı maddesi içeren bazı ürünler ya da zayıflatıcılar kapsamında kilo verdikleri dahi öne atılır. Nitekim kimisinin doğal yöntemler çerçevesinde zayıfladığını ve zinde kaldığını da açıklamalarından anlıyoruz. Bu anlamda Zahide Yetiş, hızlı kilo vermesinden kaynaklı olarak açıklamalarda bulunuyor. Bu açıklamalara göz atarak geçerli tüyoları uygulamaya alabilirsiniz. Karşınıza çıkacak olan zayıflama tüyoları ise; Sabahları erken saatlerde uyanmak metabolizmanın daha hızlı olmasına etki eder. Bu duruma bağlı olarak da erken kalkmaktan yana planlamalara yer verebilirsiniz. Kola gibi hem asit hem de şeker içeren içeceklerin ise tüketimleri bir hayli zararlıdır. Bunun yerine bolca su ya da soda tüketimlerinde bulunmak gereklidir. Su içme isteğinin artması adına da leblebi tüketimlerinden faydalanabilirsiniz. Aynı zamanda geç saatlerde canınız bir şey istiyorsa da iradenizi korumak adına leblebiden yola çıkmanız faydalı olacaktır. Kepek ekmek tüketimlerine dikkat edilmesi faydalı olacaktır. Bunun için her sabah mutlaka kahvaltı öğününe dikkat edilmesi gerektiğini de söylemeliyiz. Sonuç olarak Zahide Yetiş tarafından önerilen kategorilerin bir hayli fazla olduğunu da göreceksiniz. Genel başlıkları üzerinden değerlendirmelerine yer vermeniz mümkün olacaktır. Akabinde de değerlendirmelere göre ilerleyenlerin zayıflamaları esas alınır. Ancak profesyonel olarak uzmanlara başvurmanız ve bu anlamda adım atmanız daha doğru olacaktır. Bu şekilde herhangi bir sağlık sorunu ile karşı karşıya kalmadan fazla kilolardan uzaklaşmak mümkün olmakta. Diyetisyenlerden Zayıflama Tüyoları Nelerdir? Genel anlamda aynı zayıflama tüyolarına yer verildiğini göreceksiniz. Öyle ki yeme içe alışkanlıklarından egzersizlere kadar benzer içeriklerin sunulması söz konusudur. Zayıflama için önemli tüyolar nelerdir öğrenmek istiyorsanız başta yeme - içe alışkanlıklarını göz önünde bulundurmak faydalı olacaktır. Bu anlamda Meyveler; Taze meyve tüketimlerinin sağlığa dost olacağı açıktır. Üstelik zayıflamak isteyenlerin de yine taze meyvelerden yana ilerlemeleri önerilir. Öyle ki enzimlerden kaynaklı metabolizma hızının maksimum seviyede olması temel alınır. Bunun yanı sıra vitaminlerde bağışıklık sisteminin güçlü olmasına katkı sağlayacaktır. -Salatalar; Sürekli olarak salata tüketimlerine yer vermek geçmişten bugüne kadar esprili hale gelmiş durumlar arasındadır. Öyle ki çiğ sebze tüketimlerinin zayıflamak isteyenlere önerildiği doğrudur. Ancak ana öğün sırasında da tüketilmesinde herhangi bir sakıncanın olmadığını belirtmek gereklidir. Bunun yanı sıra salatalarda mutlaka zeytinyağı tüketimlerine de yer vermeniz gerekiyor. -Hareket; Kilo vermek isteyenlerin yeme içmeden ziyade hareketleri adına da dikkatli olmaları önerilir. Örneğin her gün yarım saat kadar yürüyüşlere yer vermek dahi faydalı olacaktır. Bu anlamda diyetisyenlerin de egzersiz programlarını listelerine eklediğini göreceksiniz. Ancak belirli hareketler çerçevesinde diyet listeleri dışında da fayda sağlamanız mümkün olmakta. -Su; Gün içerisinde minimum 2 litre olacak şekilde su tüketimlerinin de altı çizilir. Öyle ki su tüketimlerinin tüm organlara ve cilde fayda sağladığını belirtmek gereklidir. Bu anlamda da 2 litre ve üzerinden dahi olacak şekilde su tüketimlerine yer vermeniz isteniyor. Zamanla su tüketiminin alışkanlık haline gelmesi söz konusudur. Yanlış bilinen pek çok diyet programları bulunuyor. Örneğin yağsız olarak tüketilen süt ve yoğurtların aslında önerilmediğini belirtmek gereklidir. Nitekim bu tarz ürünlerin glisemik indeksinin düşük olduğunu göreceksiniz. Sonuç olarak düşük oranlarından kaynaklı acıkma süresi daha kısadır. Bu durumun da önüne geçmek adına yağlı ürünlerin önerildiğini göreceksiniz. Zayıflamak İçin Optimum Beslenme Kararında olacak şekilde beslenme durumunun açıklanması söz konusudur. Çok fazla ya da çok az olacak şekilde yiyeceklerin tüketilmemesi gerekiyor. Bunun yerine gerektiği kadar tüketim yapılması yeterlidir. Direncin de kırılmaması adına mutlaka bir şeyler yemeli ve aç kalmamalısınız. Nitekim diyet yapanların genel anlamda az yemekten yola çıktıkları açıktır. Ancak bu tarz davranışlara ve tutumlara yer verilmesi halinde; Halsizlik sorunlarının başta yerini alması söz konusudur. Vitamin ve mineral yetersizlikleri sonucunda da önemli hastalıklar baş gösterebilirsiniz. Bağışıklık sisteminde dahi dönem dönem sorunların yaşanması kaçınılmaz olacaktır. Az yemenin yanı sıra çok yemek yemek adına da paylaşımlara dikkat edilmeli. Burada doyum noktasına ulaşmasına rağmen yemeğe devam edenlerin dikkatli olmaları önerilir. Öyle ki aşırı yağlanma ya da şeker sorunlarının bu tarz kişilerde ortaya çıktığını görüyoruz. Aynı zamanda tansiyon ve kalp hastalıkları da beraberinde geliyor. Kronik bir takım hastalıklardan dahi nasibinizi alabilirsiniz. Tüm bu sorunların baş göstermemesi için de optimum beslenme programlarına yer verilir. Zayıflamak İçin Egzersiz Programları Yine profesyonellerin açıklamaları kapsamında sadece yeme içme üzerinden kilo vermenin mümkün olmadığını söylemek gereklidir. Bunun yanı sıra hareket kilo vermek için oldukça önem arz ediyor. Özellikle de fazla yağlanma sorunları ile karşı karşıya kalanların mutlaka her gün 1 saat kadar yürüyüş yapmaları gereklidir. Bu sayede yağlanmadan kaynaklı kalp krizi risklerinin dahi ortadan kalkması mümkün olacaktır. Tansiyon ve şeker gibi ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya kalanların da yine hareket etmeleri önerilir. Bu anlamda ; Kilo vermek isteyenlerin günde 1 saat kadar yürüyüşlere yer vermesi yeterlidir. Kilonuzu korumak adına dahi gün içerisinde kısa yürüyüşlere yer vermeniz faydalı olacaktır. Kas değerlerinin artış göstermesi için ise gerekli egzersiz programlarından ilerlemek gerekir. Yağ oranının düşmesi ve kasların artış göstermesi için katkı maddesi içeren içeceklerden de uzak durmakta fayda var. Protein tozları ya da yağ yakıcılardan kaynaklı olarak da sağlık sorunları baş gösterenler bulunuyor. Nitekim bu tarz ürünlerin içerisinde ciddi anlamda katkı maddelerine yer verilir. Hücre kayıplarının dahi meydana geldiği bu tarz ürünlerden uzak durmanız gerekir. İleride ciddi sağlık sorunlarının yaşanmaması için de mutlaka doğal yöntemlerden kilo vermeli ve sağlıklı bir yaşama sahip olmalısınız. Katkı maddesi içeren yiyeceklerin ya da içeceklerin tüketilmesi yerine kendiniz özel karışımlara yer verebilirsiniz. Kilo Vermek İçin Aç Kalmayın! Kilo verme önerileri arasında açlık ve tokluk durumlarına da değinilir. Nitekim çok fazla aç kalmanız da bu anlamda önerilmez. Hatta bu durumun önüne geçmek adına badem, incir ve fındık gibi kuru yemişlerin önerildiğini dahi göreceksiniz. Öyle ki tansiyon gibi ciddi sağlık sorunlarının baş göstermemesi adına da mutlaka bir şeyler yemeniz gereklidir. Ancak bu şekilde kiloları sağlıklı bir şekilde vermeniz mümkün olmakta. Kilo kayıplarından sonra aynı şekilde kalmak isteyenlerin de egzersizlere başvurmaları gereklidir. Bunun için; Açık havada kısa yürüyüşlerin yaş yakmada etkili olduğu da bilinidir. Spor merkezlerin sunulan programlar sayesinde de yağ yakımı gerçekleşecektir. Zamanla egzersizlerden kaynaklı yağdan kilo vermeniz ve kas oranının artması gözlemlenir. Özellikle de şekilli bir vücuda sahip olmak adına mutlaka egzersiz programlarına yer vermeniz öneriliyor. Bunun dışında beslenme alışkanlıklarında da dikkatli olunmalı. Sigara ve kahve gibi zararlı ürünlerin ise bu anlamda beslenme programlarından uzak tutulması gereklidir. Sağlıklı bir şekilde kilo vermek ve korumak amacıyla beslenme ve egzersiz programlarının önemli olduğu açıktır. Sizin zayıflama sırrınız var mı?
Tüm Detaylarıyla Şems Aslanın Zayıflama Formülleri
Bilgi birikimden kaynaklı olarak Şems Aslan üzerinden sunulan kilo verme tüyolarının son zamanlarda bir hayli ilgi gördüğü açıktır. Bu anlamda kilo vermek isteyenlere özel çeşitli formüllerin ortaya atılması temel alınır. Şems Aslanın zayıflama formülleri nelerdir merak ediyorsanız da karşınıza pek çok kür çıkacaktır. Başta malzemeler arkasından hazırlama ve uygulamalara geçiş yapılır. Sonuç olarak da düzenli kullanımları kapsamında fazla kiloların atılması mümkün olmakta. Bunun için özel içeriklerinden bazıları olarak; Altın yoğurt tarifleri kapsamında zayıflama uygulamalarını paylaşmaya devam ediyor. Özel zayıflama kahvelerine dahi yer verildiğini belirtmek gereklidir. Çeşitli diyet programlarının da bu anlamda karşınıza çıkması söz konusudur. Kürleri kapsamında fazla yağların atılması da esas alınıyor. Tüm bu içeriklerin ayrı ayrı ele alınması daha doğru olacaktır. Malzemeleri çerçevesinde özel kürlere ya da kahvelere yer verilir. Sonuç olarak da düzenli tüketimlerine yer vermeniz durumunda sonucu kendi gözlerinizle göreceksiniz. Basit Zayıflama Kürü Tarifleri Şems Aslan kapsamında çeşitli formüllerden zayıflamalara yer verilmesi mümkün olmakta. Öyle ki bunlar arasında en basit olanını dile getirmek gereklidir. Yoğurt kapsamında hazırlanan tarifler çerçevesinde hızlı kilo vermeniz esas alınıyor. Bunun için de hazırlık ve uygulama evrelerinden söz edecek olursak; -Tarifin Malzemeleri; Baştan da belirttiğimiz gibi yoğurt üzerinden hazırlıklarına yer veriliyor. Sadece 3 yemek kaşığı kadar yoğurt kullanımlarına yer vermeniz mümkün olmakta. Bunun akabinde yarım çay kaşığı kadar da toz zencefiller eklenir. Yine yarım çay kaşığı kadar zerdeçal üzerinden de kürün hazırlıklarında bulunmanız gereklidir. -Tarife Hazırlığı; Hazırlık aşamalarında da tüm malzemelerin cam bir kase içerisinde iyice karıştırılması gereklidir. Hazırlanan tarifin oda sıcaklığında temin edilmesinde herhangi bir sakınca olmadığını da söylemek gerekiyor. -Tüketim Kuralları; Tüketimi için mutlaka talimatları göz önünde bulundurmak gereklidir. Öyle ki sabah ile akşam yemeklerinden önce olacak şekilde tüketmeniz önem arz eder. Üstelik karışımın hemen arkasından 1 bardak kadar su içmeniz de isteniyor. Bunların yanı sıra tüketildikten 20 dakika sonrasına kadar herhangi bir şey yememeniz gereklidir. 15 gün içerisinde de sadece 2 kere tüketmeniz yeterli olacaktır. Sonrasında alışan bünye için günde 1 kere olarak tüketmeniz mümkün. Malzemeler ve hazırlık aşamalarından ziyade tüketim evreleri de burada önem arz eder. Bunun için de tam olarak tüm detaylarına göz atmanız ve arkasından da değerlendirmeniz faydalı olacaktır. Şems Aslan'dan Hızlı Zayıflama Formülleri Formüllerin her geçen gün artış gösterdiğini baştan belirtmek gereklidir. Bu anlamda Şems Aslan zayıflama formülleri nelerdir incelemelere başvurmanız ve arkasından da uygulamalardan yana ilerlemeniz gerekiyor. Bunlar arasında ilgi gören bir diğer kürün de yağları parçaladığını belirtmek gereklidir. Eriten içecek tarifi olarak da karşımıza çıkıyor. Fazla yağların vücuttan atılmasına yönelik bu içeceklerin temin edilmesi gerektiğini göreceksiniz. Sonuç olarak da malzemelerin; 1 tane elma kurusuna ihtiyacınız olacaktır. 4'er tane olacak şekilde de kuru incir ve kuru kayısı karışımlara eklenir. 1 demet olarak da taze nane yapraklarından ilerlemeniz gerekir. 4 dilim kadar da ayvaya ihtiyaç duyuruluyor. Son olarak da bal ilavesinden sonuç alacaksınız. Tüm malzemelerin öne suda kaynatılması gereklidir. Sudan kaynatırken balın en son ilave edilmesine dikkat etmelisiniz. Şeker ölçülerine dikkat etmeniz halinde ilavelerden yana içeceğin hazırlanması mümkün olmakta. Bu anlamda haftada 1 ile 1,5 litre aralığında tüketimlerine yer verilmesi isteniyor. Daha fazlası zararlı olacağı için mutlaka ölçülerini de ayarlayarak temin edilmesi gereklidir. 5 Günde 2 Kilo Verilen Formülü Kilo verme formülleri arasında günlük çalışmaları ile de dikkatleri üzerinde topluyor. Direk olarak 5 gün içerisinde 2 kilo verdiren formüllerinden de yola çıkmanıza izin verilir. Bunun için de başta 1 tane rendelenmiş yeşil elmaya ihtiyacınız olacağını belirtmek gereklidir. Hemen arkasından da yine 1 tane rendelenmiş olarak kırmızı pancarın temin edilmesi isteniyor. Yine rendelenmiş olacak şekilde 1 tane havuç eklemeniz önemlidir. Bunların temin edilmesi durumunda hazırlıkları için; Elma, kırmızı pancar ve havuçların önce fırın tepsisi üzerinden pişirilmesi gereklidir. 170 dereceye kadar maksimum 35 dakika pişirilmesi yeterli olacaktır. Kutu ve çıtır hale gelene kadar fırında kalması önem arz eder. Sonrasında üzerine 1 kaynar bardak su eklenmelidir. 1 tatlı kaşığı kadar da kahve ilave ederek 5 dakika demlenmesi gerekiyor. Tüm sabah, ahşam ve öğlen öğünlerinden 20 dakika öncesi kadar içilmesi gereklidir. Yine özel kürler kapsamında hızlı kilo vermeniz mümkün olmakta. Kürleri takip ederek tercihlerde bulunmanız bu anlamda yeterli olacaktır. Sadece kür tariflerine yer verilmesinden kaynaklı öğünleri bireylerin tercih etmesi gereklidir. Protein, kalsiyum ve karbonhidrat dengelerini de ayarlamanız halinde belirtilen kürler üzerinden kilo kayıpları ile karşı karşıya kalmanız mümkün olacaktır. Şems Aslan'dan Zayıflama Kahvesi Farklı olarak sadece kürlere değil özel kahve içeriklerine de yer veriliyor. Zayıflama kahvesi adı altından da yine faydalı içeriklere yer verilmesi söz konusudur. Hazırlanış ve kullanım talimatlarına göz atmanız halinde kahve tüketimlerinden de kilo vermeniz mümkün olacaktır. Bu anlamda karşınıza çıkacak olan aşamaları; -Kahve Malzemeleri; Başta temel olarak 1 avuç kadar nohutun temin edilmesi gerektiğini göreceksiniz. Hemen arkasından da 1 su bardağı kadar sıcak suya ihtiyaç duyulur. Kahvenin temel malzemeleri olarak nohut ile su karşınıza çıkacaktır. -Kahve Hazırlanışı; Hazırlık aşamalarında da nohut çayına yer verilir. Nitekim bir gün öncesinden temin edilmesi halinde sonuç alınıyor. Başta bir önceki gün cam kavanoz içerisine nohutları eklemeniz ve üzerine sıcak su ilave etmeniz önemlidir. Tüm bunların akabinde de bir gün bekleyerek çay haline gelecektir. Bekleyen çayın ertesi gün aç karnına olacak şekilde tüketilmesi gerekiyor. Öyle ki kahvaltının yaklaşık olarak 25 dakika sonra yapılması burada önemlidir. 7 gün uygulama akabinde 7 gün ara vermeniz ve kürü tekrarlamanız yeterli olacaktır. Kahve kürü çerçevesinde de hızlı kilo vermeniz esas alınır. Nohut özleri çerçevesinde kahve hazırlıklarından söz edilir. Öyle ki kahvaltıdan önce tüketilmesinden kaynaklı olarak da bu ismi aldığını anlıyoruz. Öğünlerde değil sadece sabahları kahvaltıdan önce tüketilmesi önem arz ediyor. Uygulamalarına göz atanların hataya yer vermeden kahve tüketimlerine bulunmaları söz konusudur. Şems Aslan'dan Zayıflama İçecekleri Besinler üzerinden çeşitli içeceklere de yer verildiğini göreceksiniz. Bu anlamda sadece yemek formüllerinden değil zayıflamak adına içeceklerden de ilerlemeniz mümkün olmakta. Bunun için de özel olarak çay tariflerini sunmaya devam ediyor. Yine gerekli malzemeleri temin ederek hazırlıklarına geçmeniz ve tüketmeniz gerektiğini göreceksiniz. Bunun için; 1 litre kadar sıcak su 1 küçük kaşık safran 2 tane kuru incir Reyhan Taze nane Geçerli malzemelerin temin edilmesi durumunda hazırlıklarına geçmek çok kolay. Bunun için yukarıda belirttiğimiz malzemelerin sıcak su içerisine atılması gereklidir. Sıcak su içinde yaklaşık olarak bir buçuk saat kadar bekletilmesi isteniyor. Tam olarak bu süre çerçevesinde demlenmesi esas alınır. Demlenmesinin arkasından da tüketimlerine yer verilir. Bunun için haftada sadece 2 gün boyunca içmeniz gerekiyor. Fazlası zararlı olacağından belirtilen miktarlarda tüketilmesi daha doğrudur. Formülleri Kimler Kullanabilir ? Zayıflama formüllerinden aşırı kilolarından kurtulmak isteyen herkesin faydalanması mümkün olmakta. Tamamen doğal olmasından kaynaklı olarak herhangi bir zararı ile karşı karşıya kalınması mümkün olmayacaktır. Hiçbir yan etkisinin de şimdiye kadar baş göstermediği ifade edilir. Kiloların kontrol altında olması adına hazırlanan kürlerden ya da çaylardan yola çıkabilirsiniz. Bu sayede kişilerin; Metabolizma hızlarının zamanla artış gösterdiğini belirtmek gereklidir. Fazla kiloların kontrol altında olması adına da fayda sağlayan kürlere yer verilir. Zahmetsiz olmasından kaynaklı olarak da kilo vermek isteyenlerin tercihi halindedir. Her zamanki beslenme düzeni kapsamında ilerleyenlerin dahi sonuç almaları sağlanır. Kısa sürede hazırlanması ve tüketilmesi de formüllerin bir diğer avantajlı özelliğidir. Her ne kadar spor yapılmadan da zayıflanacağı ifade edilse de aslında sağlıklı yaşam için egzersizler önem arz eder. Bunun için de mutlaka hangi formülden ilerlerseniz ilerleyin sporu da göz önünde bulundurmanız faydalı olacaktır. Bu anlamda altın yoğurtlar, kahveler ya da diğer formüller üzerinden sonuç almanız daha kısa sürecektir. Şems Aslan'dan Son Tarifler Nelerdir ? Güncel olarak zayıflatma tariflerini sunmaya devam ediyor. Bu anlamda kapsamlı olarak ayrı bir tarifinden de söz etmek gereklidir. Nitekim kesik süt üzerinden hazırlanan tarifi kapsamında yine hızla kilo vermeniz esas alınıyor. Bunun için de diğer formüllerinde olduğu gibi malzemelere, yapım aşamalarına ve tüketimlerine dikkat etmeniz oldukça önemlidir. Ancak bu detaylar çerçevesinde sonuç almanız mümkün olmakta. Başta malzemelerinize göz atacak olursak; Kesik süt suyundan hazırlandığını göreceksiniz. 1 bardak kadar kesik süt elde etmek için içerisine limon sıkmanız dahi mümkün olmakta. 1 tutam kadar dereotu ile maydanoz da kür içerisinde yerini alır. Yine bir tutam kadar fesleğen kullanımlarına da yer verilir. Kanı temizlemek adına da faydalı olan balın 1 kaşık kadar ilave edilmesi gereklidir. 1 bardak ayranın da formül içerisinde bulunduğunu göreceksiniz. Son olarak yarım çay bardağı kadar da su ilavesine ihtiyaç duyulur. Malzemelerin hepsini temin etmeniz halinde karıştırmaya başlayabilirsiniz. Bunun için blender kullanmanız faydalı olacaktır. Böylece tüm malzemenin tam olarak birbiri ile karışması esas alınıyor. Arkasından da tüketim aşamalarına yönelik detaylar aktarılır. Öyle ki hafta içerisinde 2 gün sadece tüketmeniz gereklidir. Bu tüketimler çerçevesinde gözle görülen etikleri ise; Selülit sorunlarının ortadan kalkması adına da tüketimlerine yer verilir. Vücudun daha sıkı bir hale gelmesi için de önerilen formülleri arasında bulunuyor. Kemiklerde meydana gelen kireçlenmeler için de yine önerilen kürler arasındadır. Diş ağrılarında dahi etkili olduğunu belirtmek gereklidir. Eklem ağrısından yana şikayetleri bulunanların da yine tüketmelerinde fayda var. Sonuç olarak kürlerin sadece zayıflatmak amacıyla karşınıza çıkmaması esas alınır. Bunun yanı sıra çeşitli alanlarda da faydalarının dikkat çektiği açıktır. Tüm faydalarını göz önünde bulundurarak aralarından tercihlerde bulunmanız faydalı olacaktır. Böylece zayıflamak dışında ki şikayetleriniz için de çözüm önerileri ile karşı karşıya kalmış olacaksınız. Burada sadece tüketim sürelerine dikkat ederek sonuç bulacağınızı da unutmamanız gerekir. Tam olarak formülleri üzerinden tüm talimatları göz önünde bulundurmanız ve arkasından da temin etmeniz gerekiyor. Şems Aslan'ın Zayıflama Formullerini Deneyen Var mı ? İlginizi çekebilir: Evde Saç Jölesi Yapımı Doğal Yöntemlerle Burun Küçültme Görsel kaynak: semsarslan.site
Özel hisseden kadın okur, sorar, cevaplar.
Özel soruların cevap bulduğu
özel platform kadinvip.com
info@kadinvip.com
Cilt Problemleri
Güzellik & Bakım
Sağlık & Diyet
İlaç & Krem